Galata ile ilgili
anılarını bu sefer bölgede yirmi yılı aşkın süre yaşamış şu anda Amerika’da
olan Roz Kohen’in kendi sitesinde buluyoruz. Şişhane Kıblelizade Sokaktaki altı
katlı, tahta merdivenli, gri taştan yapılan Melek Apartmanı çoktan yıkılmış,
ancak tümü Yahudi olan kiracıları ile apartmanın anıları Roz Hanım’ın halen dün
gibi aklında. “Melek Apartmanının çatı
katından mahalleyi bir uçtan bir uca görebilmek çok ilginç gelirdi çocukken,
sokağın seyyar satıcıları, alışveriş eden komşuları, arabacıları, eskicileri,
Haliç’in mavna ve vapurlarını, taa yükseklerde halı silkeleyen ev hanımlarını
ve sokakta oynayan çocukları görünmez bir kimliğe bürünerek izleyebilirdim.
Hamursuz Bayramı geldiğinde daracık oturma odasının dört kişilik masası açılır,
15 kişiye bir ziyafet sofrası hazırlanırdı. Eski büfe açıldığında mavi ince
bayramlık porselenler ve altı kırmızı kristal şarap kadehleri ortaya çıkınca
adeta sihirli bir havaya bürünürdü oda. Apartmanın en önemli ve ileri gelen
kişilerinden biri kapıcı Mehmet’ti. Apartman sakinlerinin çocuklarını her
sabah Mektep Sokak’taki Musevi Lisesi’ne götürüp, akşam tekrar beşte
eve getirir, her zaman vaktinde aynı mesuliyet duygusu ile ellerimizi sıkıca
tutar, Musevi Okulu’nun kapıcısı Mösyö İzak görene kadar bırakmazdı. Yine o
günlerden aklımda kalan evimizin yardımcısı Jamila idi. Kendisi dürüstlüğü ile
cemaatte bilinir ve birçok eve giderdi. Bugün gündelikçi Jamila’yı iş yaparken
sigaradan kısık sesi, Ladino dilinde söylediği “Y todo a media luz” tangosu ile
hatırlıyorum, o tangosunu söylerken onun sefaletini bir an için unuttuğuna
inanır, genç ve yakışlıklı bir delikanlını kollarında dans ettiğini hayal
ederdim.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder