Şalom Gazetesi 1
Ağustos 2007’den alıntı
Evli, iki yetişkin kız
çocuğu annesi olan Yıldız Krespi, annesinin ve kızlarının büyük desteğini
alarak, genetik olarak kendisine geçen yeteneğini de işin içine katarak en
büyük hobisi olan hamur işi ve pastacılık konusunda kendini geliştirmeye karar
verdi ve bunun için öncelikle profesyonel kurslara katıldı. Daha henüz yolun
başında olduğu şekerleme ve pastacılık konusunda İstanbul’un en iddialı
ailesinin bir üyesisiniz. Biraz bundan bahsedebilir misiniz?
Evet, başlangıcını tam olarak bilmediğim bir şekerlemecilik, ardından pastanecilik geleneğinin babadan oğla geçtiği bir ailenin üyesiyim. Dede tarafım Çanakkale Ezine'ye dayanıyor. Burada yaşamış olan dedemin babası Avram ve eşi Bulisu, 3 erkek çocuk sahibiydiler. Avram Loboeno, kendi imalathanesinde çeşitli lokum ve şekerlemeler yaparmış. Oğulları ilk seneler yardım etmişlerse de zamanla kendi yollarını çizmişler. Bir tek ortanca oğul olan dedem, babasıyla mesleğe devam etmiş. Zaman ve şartlar onları İstanbul’a getirmiş ve Sirkeci garının karşısına eski Alemdar Sineması’nın yanında Alemdar Pastanesi'ni açmışlar. Eskiden beri yapılan şekerleme türlerinin yanına bir Rum ustanın katkılarıyla pasta yapımı da eklenmiş. Burada yaklaşık 15 yıl süren iş, geçici olarak 2 sene de aynı civarda bir hanın en üst katında imalata devam etmiş. Dedemin babasının vefatından sonra zaten hep yanında olan oğlu İsrael Loboeno (dedem) kendi oğullarıyla Şişhane Bankalar Caddesi Mektep Sokak’ta Kaşer Pastanesi'ni açmış. Zaman içinde sadece büyük oğlu, dayım Albert Bardavit onunla devam etmiş, sonradan pastanenin adını Loboeno Kaşer Pastanesi olarak değiştirmişler. Hatırlıyorum da dedemin usta ellerinden çıkan borekasların tadına doyum olmaz, rakılı bisküvilerinin kokusuna kimse dayanamazdı. Bütün sokağı mis gibi anason kokusu kaplardı. Dayımın tek başına mesleğine Şişli'de Serpil Pastanesi’nde devam etmesiyle artık bu koku Şişli sokaklarına da sinmişti. Dedem, 1982 yılında emekliye ayrıldı. Dayım ise senelerce mesleğini sürdürdü.
Evet, başlangıcını tam olarak bilmediğim bir şekerlemecilik, ardından pastanecilik geleneğinin babadan oğla geçtiği bir ailenin üyesiyim. Dede tarafım Çanakkale Ezine'ye dayanıyor. Burada yaşamış olan dedemin babası Avram ve eşi Bulisu, 3 erkek çocuk sahibiydiler. Avram Loboeno, kendi imalathanesinde çeşitli lokum ve şekerlemeler yaparmış. Oğulları ilk seneler yardım etmişlerse de zamanla kendi yollarını çizmişler. Bir tek ortanca oğul olan dedem, babasıyla mesleğe devam etmiş. Zaman ve şartlar onları İstanbul’a getirmiş ve Sirkeci garının karşısına eski Alemdar Sineması’nın yanında Alemdar Pastanesi'ni açmışlar. Eskiden beri yapılan şekerleme türlerinin yanına bir Rum ustanın katkılarıyla pasta yapımı da eklenmiş. Burada yaklaşık 15 yıl süren iş, geçici olarak 2 sene de aynı civarda bir hanın en üst katında imalata devam etmiş. Dedemin babasının vefatından sonra zaten hep yanında olan oğlu İsrael Loboeno (dedem) kendi oğullarıyla Şişhane Bankalar Caddesi Mektep Sokak’ta Kaşer Pastanesi'ni açmış. Zaman içinde sadece büyük oğlu, dayım Albert Bardavit onunla devam etmiş, sonradan pastanenin adını Loboeno Kaşer Pastanesi olarak değiştirmişler. Hatırlıyorum da dedemin usta ellerinden çıkan borekasların tadına doyum olmaz, rakılı bisküvilerinin kokusuna kimse dayanamazdı. Bütün sokağı mis gibi anason kokusu kaplardı. Dayımın tek başına mesleğine Şişli'de Serpil Pastanesi’nde devam etmesiyle artık bu koku Şişli sokaklarına da sinmişti. Dedem, 1982 yılında emekliye ayrıldı. Dayım ise senelerce mesleğini sürdürdü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder